Dünyadaki her üç Müslümandan biri Afrika’da yaşıyor. 50 yıl öncesine kadar Afrika’daki Hristiyan nüfus %3’ken misyonerlik faaliyetlerinden dolayı bugün %50’yi aşmış durumda. Bunun en büyük sebeplerinden birisi Müslümanların eğitim olanaklarının yeterli olmaması.
Kalem, defter, kitap yokluğu nedeniyle Afrika genelinde Müslümanlar ezbere dayalı eğitim almak zorunda kalıyor. “Luh” adı verilen tahtalara ağaç dallarıyla yazdıkları Kur’an ayetlerine çalışan öğrencilerin en büyük ihtiyacı ise mushaf, yani kitap halindeki Kur’an.
İHH İnsani Yardım Vakfı olarak Afrika’daki Müslüman kardeşlerimizin Kur’an ihtiyacını gidermek amacıyla bir proje yürütüyoruz. Bu proje için sizin de desteğinize ihtiyacımız var. Dilerseniz sadece 12 liralık bağış ile bir Afrikalı kardeşimizin Kur’an ihtiyacını karşılayabilir; çevrenize bu projeden bahsederek onların da bir Kur’an hediye etmesini sağlayabilirsiniz.
Arapça yazılışı:
اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّداً الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَالدَّرَجَةَ الرَّافِعَةَ وَابْعَثْهُ مَقَاماً مَحْمُوداً الَّذِي وَعَدْتَهُ إَنَّكَ لَا تُخْلِفُ الْمِيعَادَ
Arapça okunuşu: "Allahumme Rebbe hazihi'd-da'veti't-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammedenil vesilete vel fazilete ved-dereceter-refîate. vebashu makamen Mahmudenillezi veadteh. İnneke lâ tühlifü'l-mîâd.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Türkçe anlamı: "Kim ezanı işittiği zaman: Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed'e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur."
TÖVBE ve İSTİĞFAR "Allah Celle Celaluhu dan Af ve Bağışlanma Dilemek"
14. Ebû Hüreyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini söylemiştir:
“Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah’dan beni bağışlamasını diler, tövbe ederim. ”
Buhârî, Daavât 3. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (47) İbni Mâce, Edeb 57
15. Egarr İbni Yesâr el–Müzenî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Ey insanlar! Allah’a tövbe edip ondan af dileyiniz. Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim. ”
Müslim, Zikir 42. Ayrıca Ebû Dâvûd, Vitir 26; İbni Mâce, Edeb 57
16. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hizmetkârı olan Ebû Hamza Enes İbni Mâlik el–Ensârî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır. ”
Buhârî, Daavât 4; Müslim, Tevbe 1, 7, 8
Müthiş Tövbe
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
MUKADDİME
Hamd ancak Allah (c.c)’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret diler ve O’na tövbe ederiz. Kötü amellerimizden ve nefsimizin şerlerinden Allah (c.c)’a sığınırız. Allah (c.c) kimi hidayete erdirirse onu saptıracak yoktur ve kimi saptırırsa onu hidayete erdirecek yoktur. Şehadet ederim ki: Allah’tan başka ilah yoktur ve peygamberimiz Muhammed O’nun kulu ve resulüdür. Allah (c.c)’ın salat ve selamı peygamberimiz (s.a.v.)in alinin ve ashabının üzerine olsun.
Hamd ve senadan sonra:
Siyer çalışmaları ve selefi salihin’in halleri üzerinde durup düşünülmesi pek çok hedefi gerçekleştirir. Bu hedeflerden ilk başta gelenler:
1. Peygamberimiz (s.a.v.)in davetinde, en belirgin özellik teori ve pratik arasındaki alakadır. Kur’an Kerim bütün insanlığa mükemmel bir hayat programı olarak indirilmiştir. Bu teorik planın yanında peygamber (s.a.v.)in mükemmel olarak uygulaması vardır ki, bu program hakikatten uzak, hayali veya mecazi değildir. Bunlar birbiriyle mukayese edildiği zaman, iftiracı ve boş iddia sahiplerinin söylediklerine yer kalmaz. Kur/an sadece teoriler, temenniler ve rüya alemindeki yaşam değildir. Bu minvalde hakkı göstermek ve doğru yola iletmek isteyenler, ıslah ve ilerleme yolunu açmaya yönelik çalışmalara zemin hazırlamalıdırlar. Bu da ancak, bu mükemmel program için canlı bir model sunmakla olur....
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Bir kimse, bir mü'minden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü'minin sıkıntılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir. Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter. Mü'min kul, din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o kulun yardımındadır. Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir cemaat, Allah Teâlâ'nın evlerinden bir evde toplanıp Allah'ın kitabını okur ve onu aralarında müzakere eder, anlayıp kavramaya çalışırlarsa, üzerlerine sekinet iner ve kendilerini rahmet kaplar. Melekler onları kuşatırlar, Allah Teâlâ da onları kendi nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez."
Daha Fazla İçerik...
Sayfa 4 - 10