
-Çocuk eğitimine kaç yaşında başlamalı ?
Pedegog:
-Çocuğunuz kaç yaşında ? diye sorar.
Adam:
-Bir yaşında, der.
Eğitimcinin cevabı çok çarpıcı olur:
-Bir sene geç kalmışsın dostum!..
SON YAYINLANAN Mp3 ve Videolar | ||||||||
HER KÜÇÜK BÜYÜĞE GİDEN BİR YOLDUR
بسم الله الرحمن الرحيم
Değerli Müslümanlar ! bu gün sizlerle paylaşmayı düşündüğüm ders konusu, özlü bir kural olan ; Her küçük, bir büyüğün alt basamağıdır, kuralının insanlar üzerinde müsbet veya menfi anlamda tesiri üzerinde olacaktır.
Seni İçeriye Bırakmayan
Cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför, geriye dönüp patronundan izin ister:
- Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? der.
Patron, pek de memnun olmasa da izin verir. Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler. Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayınca canı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına abanarak ta içeriye bakar ki, şoför ellerini açmış duâya devam ediyor. Camı tıklatarak seslenir:
- Herkes çıktı ne duruyorsun, sen de çıksana!
Cevap ibretli:
- Bırakmıyor!
- Kim bırakmıyor?
- Seni içeriye bırakmayan!..
Bir düşüncedir alır patronu.
- Seni içeriye bırakmayan!..
Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir:
- İşte, der beni de bıraktı içeriye!
Yaşlı gözlerle bakan şoför söylenir:
- Elbette bırakır, der. Deminden beri boşuna mı gözyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun. Senin dışarıda kalmana gönlüm bir türlü razı olmadı, ellerimi açıp içeriye alınman için duâ ettim. Şükürler olsun ki, Rabbim kabul etti duâmı da içeriye aldı, dışarıda bırakmadı.
HADİS-İ ŞERİF
”O benim refakatim,O benim dostumdur, hiçbir şekilde Onu yalnız bırakmam. Eğer siz sorgulama için görevlendirildiyseniz,görevinizi yapınız.Onun cennete girmesini kabul ettirinceye kadar Peygamber efendimiz demiştir ki birisi öldüğünde akrabaları cenaze işleriyle meşgul iken,son derece güzel bir kişi gelir meftanın başının yanında durur.
Kefenlendiğinde kefen ile merhumun göğsü arasına girer Definden sonra herkes evine döner, Münker ve Nekir adlı iki özel Melek gelir,öleni kişisel
mahremiyet içerisinde imanı hakkında sorgulayabilmek üzere ,göğsünde duran güzel kişiyi ayırmaya çalışır.Güzel kişi der ki.
terk edemem."
Sonra ölmüş arkadaşına döner der ki, ”Ben, bazen yüksek sesle bazen de kısık sesle okuduğun Kur’anım.
Endişe etme,Münker ve Nekirin sorgusundan sonra üzüntü duymayacaksın."
Sorgulama bitince güzel kişi Onun için Meleul Aladan(semadaki meleklerden)misk kokusuyla bezenmiş bir döşek hazırlar.
Allahın Resulu(SAV) demiştir ki: "Hesap gününde ne bir Peygamber,ne de bir melek, Allahın indinde Kur’andan daha imtiyazlı bir şefaatçi olamayacaktır."
Allah Kuran Okumayı Bize sevdirsin - (Amin)
Assoc. Prof. Dr. Ibrahim HATIBOGLU
U.Ü. Ilâhiyat Fakültesi Hadis Anabilim Dali Ögretim Üyesi.( Ağutos 2007)
Nüzûlü sürecinden kisa bir süre sonradan itibaren, Müslümanlarin yüzyillar boyu dünyaya hâkim olmasinin ardindan, Bati düsüncesinde sömürge zihniyetinin yayginlasmasi ve Avrupa kültürünün üstünlügünden söz edilmeye baslanmasiyla, Islâm âleminin Bati ile temasa geçme ve zamanla da Bati hâkimiyetinde onlarla iç içe yasama serüveni baslamis oldu.
Dini Müesseselerin Gelişmesinde Çağdaş İmkanlar ( Doc. Dr. Mustafa Dönmez )
Hal-ı hazırda Avrupa ülkelerinde sınırlı imkanlarl a hizmet veren hayır müesseselerini, daha fazla hizmet görür ve daha geniş kitlelere hitap eder hale getirebil mek için, batıda yaşıyan müslüman azınlıkların, günümüzün imkanlarından yararlanm ak durumunda dırlar. Önemli olan, belirteceğimiz imkan ve vasıtaların, hizmet konusunda tasarlanılan hedefleri kadar bu vasıtaların da meşruu olmasıdır. Yazımızda okuyucula rımıza önereceğimiz çağdaş imkanların, müslümanlara din hizmetler i alanında önemli katkılar sağlayacağı ve gelişmesinde önemli derecede rol oynayacağı görülecektir. İslamî merkezler in hizmetler ini geliştirme yollarına yönelik vasıtaları ve tasarlanılan önerileri şu şekilde sıralamamız münkündür :
بسم الله الرحمن الرحيم
ALLAH’A DAVETTE NEBİLERİN METODU
Abdurrahman Kutluay
الحمد لله رب العالمين والصلاة و السلام علي نبينا محمد وعلي آله و أصحابه ومن تبعهم باحسان الي يوم الدين و بعد:
Muhakkak Allah’a davet Rasul (sav)’in ve O’na tabi olanların yoludur. Allah Teala’nın dediği gibi:
قل هذه سبيلي أدعوا الي الله علي بصيرة أنا و من اتبعني و سبحان الله وما أنا من المشركين
Bilakis Allah’a davet, Rasuller ve onlara tabi olanların en önemli hususudur. Çünkü insanlar Allah’a davetle, karanlıktan aydınlığa, küfürden imana, şirkten tevhide, ateşten cennete çıkarılırlar.
Bu davet gerekli olan temel esaslara dayanır. Ne zaman bu esasların biri olmazsa, bu davet sahih olmayıp, matlub olan semereyi vermez. Velev ki bunun için bir sürü çaba ve vakit harcansa da. Ne yazık ki bugün, bu temel esaslar üzerine bina olunmayan bir sürü davet ve cemaat müşahede ediyoruz.
Dolayısıyla Kur’an ve Sünnet’in delalet ettiği, sahih davetin esas ve kaidelerini özetleyecek olursak:
LUGAT VE ISTILAHÎ AÇIDAN UNUTMA
Unutmanın Arapça karşılığı “nisyan” dır. “nesiye-yensâ” fiilinin mastarıdır. Hatırlamak, korumak ve muhafaza etmenin zıddıdır. Ragıb el-Isfahânî, nisyanı “insanın kendisine tevdî edilen bir şeyi korumayı terk etmesi” diye tanımlamış, onu iradî olup olmaması açısından ikiye ayırmıştır. Tevdî edilen şeyi terk ya kalbin zaafından yada kasıttan dolayı olur ki böylece kalpten o şeyin hatırlanması kaybolmuş olur. Unutmanın bir diğer anlamı da kasten terk etmektir...
“Allah (c.c.) ’ı terk ettiler, Allah’ta onları terk etti” Tevbe 9/67Bundan dolayı “Kur’an-ı terk ettim veya onu unutmayı kastettim” denilmesi kendisind e çirkinlik bulunduğundan kerih görülmüştür. Tehânevî ise unutmayı “akılda önceden bir sureti mevcut olan herhangi bir şeyin yokluğu” şeklinde tanımlamıştır.
Peygamber efendimiz (S.A.V.) buyurdu ki: Dikkat edin! size amellerinizin Rabbiniz katında en hayırlısını, en makbulünü, dereccenizi yükseltenini, altın vegümüş infak etmenizden ve düşmanlarınızla karşılaşıp cihad etmenizden sizin için daha hayırlı olanı haber vereyim mi? “Evet söyle ey Allah’ın rasulü” dediler. Cevaben “Allahu Teala’yı zikretmektir” buyurdu. (Sahihû’l – Cami. Hadis no:2629
Müslüman kardeşim, biraz vaktini ve gayretini alarak karşılığımnda sana büyük sevaplar kazandıran bu birkısım ibadet ve zikirlere elinden geldiği kadar fırsat buldukçadevam et ki ahirette yüce hazinelere sahip olasın. Bunları ailene, evladına ve sevdiklerine hatırlatmayı unutma. Kim bir iyiliğe yol gösterirse o iyiliği yapan gibi olur.
Peygamber efendimiz (S.A.V.) buyurdu ki: Dikkat edin! size amellerinizin Rabbiniz katında en hayırlısını, en makbulünü, dereccenizi yükseltenini, altın vegümüş infak etmenizden ve düşmanlarınızla karşılaşıp cihad etmenizden sizin için daha hayırlı olanı haber vereyim mi? “Evet söyle ey Allah’ın rasulü” dediler. Cevaben “Allahu Teala’yı zikretmektir” buyurdu. (Sahihû’l – Cami. Hadis no:2629)